"Orman yangınları sistematik ve politik bir yıkımdır"
ÇEVREMersin Tabip Odası'ndan orman yangınlarına ilişkin açıklama:
Son 48 saatte Ege, Marmara ve Akdeniz başta olmak üzere birçok bölgede meydana gelen orman yangınları, yalnızca bir çevre felaketi değil; doğayı, halk sağlığını ve yaşam alanlarını tehdit eden sistematik ve politik bir yıkımdır.
Yangınlara müdahalede yaşanan yetersizlik, kamu kurumlarının tasfiyesi ve özelleştirme uygulamaları, bu felaketin sadece “doğal” değil aynı zamanda sistematik olduğunu göstermektedir. Bu politikalar bir ihmal değil, doğayı sermaye lehine feda eden bir kalkınma anlayışının sonucudur.
Ancak ekolojik yıkım yalnızca çevresel bir mesele değildir. Aynı zamanda sınıfsal, politik ve halk sağlığını doğrudan ilgilendiren yapısal bir sorundur.
Ne yazık ki Mersin de bu süreçten muaf değildir.
- 2021 yılında Aydıncık ve Silifke’de başlayan orman yangınları günlerce sürmüş, binlerce hektarlık alan kül olmuştur.
- 2023 yazında Anamur, Bozyazı ve Gülnar ilçelerinde çıkan yangınlarda hem ormanlık alanlar hem de tarımsal üretim zarar görmüş, onlarca hane tahliye edilmiştir.
- 2024 yazında Toroslar ve Çamlıyayla çevresinde çıkan yangınlar, yerleşim yerlerine yaklaşmış; çok sayıda yurttaş dumana ve tahliyeye maruz kalmıştır.
Her yıl tekrarlanan bu felaketler, artık “olağan dışı” değil; sermaye odaklı doğa politikalarının *olağan sonucu* haline gelmiştir.
Orman yangınlarının hemen ardından yaşanan hava kirliliği, başta astım, KOAH, kalp hastalıkları ve çocuklarda solunum yolu enfeksiyonları olmak üzere birçok hastalığı tetiklemektedir. Dumanın içerdiği ince partiküller (PM2.5), özellikle yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olan bireyler için ciddi risk oluşturmaktadır.
Yangın bölgelerinde yaşayan yurttaşlar yalnızca fiziksel değil, psikolojik açıdan da ağır etkiler yaşamaktadır. Evini, toprağını, hayvanlarını kaybeden insanlar büyük bir travmayla baş başa bırakılmakta; yetersiz sosyal destek mekanizmaları ise bu acıyı büyütmektedir. Yangınlar aynı zamanda temiz suya, gıdaya ve sağlık hizmetlerine erişimi engelleyerek, halk sağlığını çok yönlü şekilde tehdit etmektedir.
Bu nedenle kamuoyuyla şu temel taleplerimizi paylaşıyoruz:
•Yangınların nedenleri ve müdahale süreçleri bağımsız bilimsel heyetlerle şeffaf biçimde soruşturulmalıdır.
•Yanan alanlar hiçbir koşulda imara, turizme veya enerji projelerine açılmamalıdır.
•Etkilenen tüm yurttaşlara ücretsiz sağlık hizmetleri, barınma ve psikososyal destek sağlanmalıdır.
•Yangın bölgelerinde kronik hastalığı olan bireyler için özel sağlık taramaları ve gezici sağlık ekipleri oluşturulmalıdır.
•Kapitalist büyüme modeli terk edilmeli, yerine doğayı ve yaşamı esas alan ekososyalist bir planlama benimsenmelidir.
•Su, orman, maden gibi doğal varlıklar halkın ortak yararı için kamusal mülkiyete geçirilmelidir.
Yaşamı savunmak, doğayı savunmaktır. Sağlığı savunmak, bu sömürü düzenine karşı çıkmaktır. Sermaye için değil, toplum için bir ekolojik gelecek mümkündür.
Mersin Tabip Odası
İlginizi Çekebilir