Hastanede doktor olan Muhammet Mustafa Duman, farklı kişilerden sahiplendiği köpekleri Etimesgut ilçesi Bağlıca Mahallesi’nde oturduğu evde öldürdüğü iddiasıyla 29 Nisan'da gözaltına alınıp tutuklandı. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonunda Duman hakkında, 'Müstehcenlik' ve 'Birden fazla evcil hayvana cinsel istismarda bulunarak kasten öldürme' suçlarından 17,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede, Duman’ın dosyada tespit edilen toplam 8 yavru köpekten 3’ünü 30 Mart 2025’te, 5’ini ise 26 Nisan 2025’te sosyal medya üzerinden verilen ücretsiz sahiplendirme ilanları aracılığıyla temin ettiği belirtildi. Şüphelinin, yavru köpekleri koli içerisinde ikametine götürüp, evde cinsel istismarda bulunduktan sonra parçalayıp öldürdüğü belirtildi. Ayrıca, yapılan dijital incelemeler ve bilirkişi raporuna göre Duman'ın köpekler ve diğer hayvanlara yönelik cinsel istismar içerikli yaklaşık 43 bin müstehcen görüntüyü depolayıp kaydettiği, bu yönüyle de ‘müstehcenlik’ suçunu işlediği kanaatine varıldığı belirtildi.
'BAHÇEDE BULUNAN KOYUN KEMİĞİDİR'
Ankara Batı 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde sanığın yargılanmasına başlandı. Duruşmada, tutuklu sanık Duman ile avukatlar yer aldı. Tarım ve Orman Bakanlığı ile hayvan hakları derneklerinin davaya katılma talepleri reddedildi. Sanık Duman savunmasında, "Ben şerefli bir Türk hekimi olarak yetiştirildim. Kardeşlerimden biri tıp fakültesinde eğitim görmektedir. Ben hiçbir canlıya zarar vermem. Köpekler bana aitti, kayboldukları için çok üzüldüm. İddianame, hiçbir somut delile dayanmayan, tamamen en kötü zihniyetle hazırlanmış bir senaryodur. 70 gündür haksız yere, zulüm altında özgürlüğümden mahrumum. Örnek vermek gerekirse; savcı, içini görmediği poşet içinde köpek olduğunu kurgulamıştır. Evimin bahçesinde bulunduğu iddia edilen kemik parçası koyun kemiğidir, bu kanıtlanmıştır. Peçetelere sarılı hayvanlara ait olduğu iddia edilen yumaklar da kardeşlerimin saçlarıdır. Anneme, bana ve kardeşlerime aittir. Hiçbir somut temele dayanmayan, benimle uyuşmayan, alakasız şeylerle itham edildim. Mağdur oldum" dedi.
'KÖPEKLERE İSİM BİLE VERMİŞTİM'
Sanık, duvardaki kan lekelerine ilişkin, "Güdül Devlet Hastanesi’nde çalışmaktayım. Hafta içi 1 veya 2 gün, cuma günleri 16.00-17.00 saatlerinde evime geliyordum ve hafta sonunu köpeklerle geçiriyordum. Kan lekeleri ve köpeklerin cansız olmaları gerçek dışıdır. Ben köpeklere isim bile vermiştim. Birinin ismi Kemal’di. Kan diye iddia edilen olay, köpekleri ilk sahiplendiğimde yıkamış olmamdır. Yaş köpek mamasıyla süt koymuştum önlerine, o kan olarak nitelendirilen şey yaş mama ve süt karışımının oluşturduğu görüntüdür. Balkon duvarındaki kan diye nitelendirilen şey ise kırmızı boyadır. Boya hobim olduğu için, duvardaki lekeler kırmızı yağlı boyadır" dedi.
Telefonundan çıkan hayvan istismarı görüntülerine ilişkin sanık Duman, "43 bin görüntü deniyor, bilirkişi raporunda 43 bin görüntü geçmiyor. Haberim yoktur. İlgim alakam yoktur. İzlediğimi hatırlamıyorum. İndirmedim. Ekran görüntüsü alındığına dair bilgim yok hatırlamıyorum" diye konuştu.
'KÖPEKLERİ TİKSİNEREK TAŞIDIĞINI DUYDUK'
Ölen köpekleri sahiplendirenlerden tanık G.Ü. ise köpekleri eşiyle birlikte sanık Duman’a sahiplendirdiklerini belirterek, "Sahiplenmeye geldiğinde kutu ve bant getirdiğini görünce ‘Kutuya koyma, çok sıcak, bizim arabamız müsait, götürelim’ dedik; ama kabul etmedi. Taksici, kutuyu hayvanlar hava alabilsin diye deldi. Sanık cüzdanını açıp bize ‘Ne kadara satıyorsunuz?’ dedi. Eşim de ‘Biz sahiplendiriyoruz, satmıyoruz’ diye yanıt verdi. Bir anda arabaya binip gitti. Şüphelendik. Eşim arayıp köpeklerin görüntüsünü rica etti. Sanık ‘Hak var, hukuk var’ deyip telefonu kapattı. Sonra tekrar aradığımızda ‘Arama beni kardeşim’ diyerek yine kapattı. Eşim bir daha aradığında ise engelledi. Sonra merak edip taksiciyi bulduk. Taksici sanığın hayvanları sıcakta beklettiğini, markete girip temizlik malzemesi aldığını, mama almadığını söyledi. Hatta bizim verdiğimiz mamaları da takside bırakmış. Köpekleri tiksinerek taşıdığını da gören bir kişiden duyduk. Daha sonra sanığın hayvansever olmadığını çevreden öğrendik. Köpekleri görmek için evine gittik. Köpeklere ilişkin hiçbir şey söylemedi, sadece ‘Hak var, hukuk var’ demekle yetindi. Biz sadece kapıdan köpekleri görmek istedik, evine kesinlikle girmedik” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, 'Müstehcenlik’ suçu bakımından dosyanın yeniden bilişim uzmanı 3 bilirkişiye gönderilip rapor hazırlanmasına ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 9 Eylül’e erteledi.
Yorum Yazın