İzmir'de son günlerde üst üste yaşanan orman yangınları hem yerleşim yerlerinde hem de işletmelerde zarara yol açtı. İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Küçüközmen, bu durumun yangın sigortasına talebi arttırdığını söyledi. Kişilerin sigorta yaptırırken poliçe kapsamı hakkında doğru bilgilendirilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Küçüközmen, "Orman yangınları her yaz gündeme gelen bir olay ama bu riskin insanlar tarafından algılanması, nasıl sigorta edilebileceği gibi konularda bilgilendirme yapılmıyor. Yangınların artmasıyla herkes tedirgin olmaya başladı. Evi ya da iş yeri ormana yakın olanlar ciddi anlamda hem etkilenen kesim hem de ne yapacağız diye düşünmeye başlayan kesim. Dolayısıyla bu konuda sigorta edinmek isteyen, şirketler, kurumlar ve sigortacılar arasında gerçekçi bir diyalog başlamalı" dedi.
'HER YANGIN SİGORTASININ AYNI DEĞİL'
Her yangın sigortasının aynı olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Küçüközmen, "Poliçenin sadece bina mı yoksa bina ve eşya olarak mı düzenlendiğine dikkat edilmelidir. Bazı poliçelerde orman yangını, duman zararı, istenmeyen yayılma gibi özel durumlar dışlanmış olabilir. Bu detay mutlaka sorgulanmalı. Eviniz kira olabilir ve bu durumda kira gelirinden mahrum kalabilirsiniz. Bunun yanı sıra yangından sonra evinize ulaşma imkanınız yoktur. Eviniz zarar görmemiş ama başka türlü zarar görüyorsunuz. Tüm bunların sigorta kapsamında olup olmadığına dikkat edilmeli" diyerek dikkat edilmesi gereken unsurlara dikkat çekti.
'ORMANLIK ALANA YAKIN KONUTLARDA EK TEMİNATLAR VAZGEÇİLMEZ OLMALI'
Ev ya da eşyaların gerçek piyasa değeri üzerinden teminat alınıp alınmadığına dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Küçüközmen, "Eksik sigorta, tazminat sürecinde mağduriyet yaratır. Aşırı sigorta da anlamsız prim ödemelerine neden olur. Yangınla birlikte gelen duman, su baskını, enkaz kaldırma, kira kaybı, alternatif konut gideri gibi ek teminatların poliçeye eklenmesi önemli. Özellikle ormanlık alana yakın konutlarda bu tür ek teminatlar vazgeçilmez olmalı. Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) yalnızca deprem kaynaklı hasarları kapsar, yangını kapsamaz. Yangın sigortası ayrı bir teminattır. Seçilen sigorta şirketinin geçmiş ödeme performansı, müşteri hizmetleri kalitesi ve uzman desteği de göz önünde bulundurulmalıdır. Tazminat sürecinde gecikmeler yaşamamak için belgelerin tam ve zamanında sunulması gerekir" ifadesine yer verdi.
'RİSK HARİTASI MUTLAKA YAPILMALIDIR'
Risklerin her zaman için var olan ancak gerçekleşmeye başladığı zaman görünür şeyler olduğunu dile getiren Prof. Dr. Küçüközmen, “Bu nedenle sigorta kapsamının ihtimaller hesabı çerçevesinde anlatılması gerekiyor. Bulunduğunuz ortam, bulunduğunuz yer, daha önce yangın çıkmış mı? Çıkma olasılığı nedir? Çıktığı zaman nasıl tedbirleriniz var? Aklınıza gelebilecek her şeyin dikkatle değerlendirildiği bir risk haritası mutlaka yapılmalıdır. Sigorta şirketi de kendisini güvence altına almak durumunda. Dolayısıyla sigorta şirketinin kişiyi doğru ve kapsamlı olarak bilgilendirmesi çok büyük önem arz ediyor. Sitelerde bireysel değil, toplu olarak sigorta yaptırmak önemli. Bu yangınlardan sonra da ormanlık bölgelerindeki yerleşim yerlerinde yangın sigortası yaptırmak isteyenlerde artış söz konusu olacaktır. Bu oranı net olarak yaz geçtikten sonra görebileceğiz. Ancak şu anki taleplere göre yüzde 15 oranında yangın sigortalarında artışın olacağı öngörülüyor" dedi.
Yorum Yazın