Etkinlikte konuşan Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, "Bilim; insanın doğayı, evreni ve hayatı anlamak için oluşturduğu hipotezler ve teorilerle bilgi üretme sürecidir. Bin yıl önce dünyayı yöneten, bilim üreten bizdik. Gayretle yeniden bir yerlere geleceğiz. Bilim yaşamı kolaylaştırır, ekonomik katkı sağlar, toplumu aydınlatır. Ancak en önemlisi bilim, toplumu birleştirir, barışı ve toplumsal huzuru sağlar" dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Bilim İletişim Ofisi’nin 150'den fazla üniversitenin katılımıyla 81 ilde eş zamanlı düzenlediği ‘Bilim Kafe’ etkinliği Biruni Üniversitesi tarafından gerçekleştirildi. Toplumu bilim insanlarıyla bir araya getirerek, bilimle toplum arasında köprü kurmayı amaçlayan program kapsamında, bilimsel konular vatandaşlarla konuşuldu. Etkinliğe, Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Türkan Öztürk Topcu, Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Burak Önal katıldı. Prof. Dr. Türkan Öztürk Topçu, ‘Kanseri Konuşalım mı?’ başlıklı söyleşide kanserin önlenebilir yönlerini ele alırken, Doç. Dr. Burak Önal ise ‘İlaçları Konuşalım mı?’ başlıklı söyleşide ilaçların doğru kullanımı üzerine bilgi verdi.
‘BİN YIL ÖNCE DÜNYADA BİLİM ÜRETEN BİZDİK’
Biruni Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Yüksel, “Bilim; insanın doğayı, evreni ve hayatı anlamak için oluşturduğu hipotezler ve teorilerle bilgi üretme sürecidir. Bin yıl önce dünyayı yöneten, bilim üreten bizdik. Gayretle yeniden bir yerlere geleceğiz. Bilim yaşamı kolaylaştırır, ekonomik katkı sağlar, toplumu aydınlatır. Ancak en önemlisi bilim, toplumu birleştirir, barışı ve toplumsal huzuru sağlar. Kendi duygularımıza ne kadar yatırım yaparsak o kadar iyiye gideriz. İnsanlık için ne kadar iyilik yaparsak, o kadar iyiye gideriz” şeklinde konuştu.
‘BU HASTALIĞI YÜZDE 80 ÖNLEYEBİLİYORUZ’
Biruni Üniversite Hastanesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Türkan Öztürk Topcu, "Kanser dediğimiz hastalık kontrolsüz olarak hücrelerin çoğalıp büyümesiyle meydana geliyor. Bu hastalığı yüzde 80 önleyebiliyoruz. Genetik olan kısmı yüzde 15-20 oranında. Aslında biz istersek bu hastalığa yakalanmayabiliyoruz. Bu elimizdeki en önemli güç aslında. Nasıl olmayız? Bu hastalığa nasıl yakalanmayalım? Bu ilk önce önemsememiz gereken konu. Bu hastalığa nasıl yakalanmayacağız? Dünyada saptanmış olan bazı kriterler var. Mesela literatür diyor ki ideal kilonuzda olun. Mutlaka obez olmayın ya da fazla kilolu olmayın. Ne kadar kilolu olursanız kanser hastalığına yakalanmanız o kadar kolay olacaktır" ifadelerini kullandı.
‘KANSER TEDAVİSİNDE ÇOK GÜZEL GELİŞMELER MEVCUT’
Kanser tedavisinde yeni gelişmelerin olduğuna değinen Prof. Dr. Topcu, "Bizde kanser tedavisinde çok güzel yeni gelişmeler mevcut. Bu gelişmelerden en önemlisi hedefe yönelik tedaviler var. Akıllı ilaçlarımız var daha çok. İmmünoterapiler dediğimiz kemoterapiden yan etkisi çok daha düşük olan, tedavi başarısı daha yüksek olan yeni tedaviler var. Çok güzel yüz güldürücü gelişmeler" dedi.
‘İLAÇ EVET ŞİFADIR AMA HEKİM REÇETESİ İLE, DOZUNDA KULLANILDIĞI ZAMAN’
İlaçların nasıl alınması gerektiğine değinen Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Burak Önal, "Biz bu ilaçları kafamıza göre kullanmamalıyız. ‘Biz bunları kullanalım nasıl olsa bir şey yapmaz’ dememek lazım. İlaç şifadır. İlaç, evet iyidir. Ama dozunda kullanıldığı zaman, ama yerinde kullanıldığı zaman, ama hekim reçetesiyle kullanıldığı zaman iyidir" diye konuştu.
Yorum Yazın