https://www.tanikhaber.com/files/uploads/user/5ecf33fd9caf42c3bd39a3d9ee5f9ca3-f8f42ec16db72a1ef019.jpg
SAYGIN ÜNEL

DEMOKRATİK AK’LAMAYA SON!

11-05-2023 23:27 2149 kez okundu.

Seçimlerin yaklaşmasıyla herkesin gergin olduğu bir zamandan geçmekteyiz. Demografik artıyor acılar, kadere yükleniyor suçlar ve böylece sütten çıkıyor tüm kaşıklar. İşte bu demokratik AK’lamadır.

2000’li yılların başından beri karartıyla yaşamamıza neden olan ve bir neslin geleceğe dair umutlarını yok edip, beyin göçüne zorlayan bir dikta rejiminden kurtulmanın hayali var. Gençlerin gelecek kaygısının ciddi psikolojik rahatsızlıklara dönüştüğü, eğitim kalitesinin en alt seviyelere çekildiği ve fırsat eşitsizliğin olduğu, işsizliğin hat safhaya geldiği, fabrikaların kapatıldığı, yazarların ve sanatçıların tutuklandığı bir ülkede yıllardır yaşam mücadelesi vermekteyiz. Kadın cinayetlerinden ayrıca söz etmek gerekir tabii! Çünkü bu konuda oldukça planlı bir durum söz konusu…

1923 yılında resmi haklara sahip olan kadınların 2023 yılında temel hakkı olan yaşamanın elinden alınması, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması planlı bir cinayetten başka bir şey değildir. 2003 yılından beri gelinen noktada insanların yaşama hakkının elinden alınması bu seçimlerin sonucunda olması gerekeni göstermektedir. Bu konuda kadın seçmenlerin kendi ölüm fermanına imza atması da var, kurtuluşa koşması da… Çünkü bu düzen böyle devam ederse tüm kadınlar öldürülme korkusuyla yaşayacak. Erkek seçmenlerin de haberlerde ölüm haberini izledikleri kendi kızları olma olasılığı yükselecek. Neden? Çünkü bu konuda caydırıcı yasa tasarıları her seferinde reddediliyor.

Ne yazık ki şubat ayının başından itibaren ülkemizi yasa boğan bir deprem felaketi de var ve bu felaketten de ciddi çıkarımlar yapılabilir. Ölüm kalım meselesinde bile gövde gösterisinden başka bir şeyin yapılmadığını, insan yaşamının bir bina kolonu etmediğini ve basın emekçilerine olayın bütün yönlerini yansıtma şansı verilmediğini de bilmek gerekir. Tabii ki bu durumda halkın haber alma hakkının da elinden alınmış olması söz konusu. İnsanlar öldü, çocuklar annesiz ve babasız kaldı. Anneler, babalar evlatsız kaldı. Pek çok kent yıkıldı. Tüm bunlar imar afları ve denetimsizlik yüzünden oldu. İnsanlarımız öldü! İnsanlarımız evsiz kaldı!

“Ama yol yaptılar” Değil mi? Şu an rant peşinde koşan seçmenler; bir gün o rantlar başınıza yıkıldığında ne olacağının örneğini gözlerinizle gördünüz.

Daha anlatılacak çok fazla şey var. Bunlar sadece gördüklerimiz. Daha görmediğimiz şeylerin de olduğu belli ki hazinedeki açık git gide büyümüş durumda.

Bu seçimler için herkesin umutlu olması güzel ama gerçekçi de bakmak gerekiyor. Sol ya da sağ kesim fark etmeksizin birleşmeye direnenler var. Bunlar oyları bölmekten başka bir şey değil. Şu an birleşmeyip stratejik davranmayanların hükümet yandaşlarından hiçbir farkı yoktur!

Seçime iki gün kala bu yazımı, bir şiirimden ufak bir alıntıyla seslenerek sonlandırmak istiyorum;

Susturulursun buralarda

Ne kadar bağırsan sesin çıkmaz

Ama birbirine çarparsa sessiz çığlıklar

Majör bir ezgiyle kurtuluş marşı olur

İnan, sadece inan ve bağır!

Bir gün tüm halklar birleşip

Kaydıracak dünyanın eksenini

90 derecelik açıyla düşecek

Güneş ışıkları dudaklarına

Hep beraber okuyacağız aşka dair şiirleri.

 

 

Neler Söylendi?