Mersin Ticaret ve Sanayi Odası eski Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, pek çok gerekçe ile istenmediği ve sonrasında düşürüldüğü koltuğundan uzaklaştırıldıktan sonra bir yazı yayınlamış!
Bu yazısında yaptığı ne kadar yanlış, kabul edilemez hareket, uygulama ve davranış var ise, tek tek hepsini itiraf etmiş!
İtiraflarda bulunurken bırakın Mersin’in en önemli kurumunda hasbelkader başkan olmayı, en sıradan bir insana dahi yakışmayan tutum ve davranışlar içerisinde sergilediği yanlışları bir bir anlatmış!
Bu kabul edilemez itirafları yaparken sanki çok normalmiş gibi sonunda bir de, “Hakkınızı helal edin” diyerek hiç sıkılmadan helallik talebinde bulunmuş..!
Yaklaşık 6 yıl MTSO’da Ayhan Kızıltan Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı.
Pek çok yanlış yaptı.
Seçim döneminde çok ağır eleştirilere maruz kaldı.
Ama hepsini kulak arkası yaptı!
Tam tersine kendisi ile yaptıkları ile sürekli övünüp durdu…
Sonuç ortada tam bir felaket..!
Peki “o koltuk” tüm bunlara değer miydi!?
Bu kadar olmasa da, bu tarz davranış şeklini, önemli veya önemsiz bir koltukta oturmuş olmanın verdiği “güç zehirlenmesi”ni, genel olarak pek çok koltuk elde etmiş olan başkanlar da yaşamakta…
Bu tür başkanlar;
İş hayatına yeni atılmış, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan insanlar başta olmak üzere pek çok kişiye, hep üst perdeden bakarak, yakışıksız tavırlar sergilemeyi çok seviyor!
Bu tavırlar şüphesiz hiç hoş olmayan, umut kıran, insanları üzen tavır ve hareketlerdir.
Gerçekleri ve eleştirileri hiç duymak istemezler.
Bu tür konulara girmek isteyenleri şiddetle dışlar ve yanından uzaklaştırırlar.
Ancak onlarda;
“Ağamsın paşamsın”,
“Seni Allah bu dünyada özel yetenekli yaratmış.”, “Büyüksün. Babasın…” diyen yıkama ve yağlamacı yalaka tipler yanlarındadır, hep takdir görenlerdir.
Çevresinde de hep bu tür yalaka insanları sever ve isterler!
Çünkü onların yaptığı her şey, söylediği her söz, en doğru ve en güzeldir!
İşgal ettikleri başkanlık koltuğu artık onlara o kadar dar gelir ki;
siyaset, milletvekilliği ve bakanlık gibi daha büyük makamları kendilerinin en doğal hakkı olarak görmeye başlarlar.
Bir defa onlara Allah, “Yürü ya kulum…” demiştir..!
Mersin kamuoyu ilk kez böyle bir günah çıkarma ile karşı karşıya kalmıştır.
Kendi döneminde yapmış olduğu yanlış işler, haksız ve keyfi uygulamalar, yanlış kararlar, mutlak olarak karşı tarafı çok çok üzmüştür.
Haksızlıklar karşısında çaresiz bırakılmışlar!
Şimdi kalkıyor herkesten özür diliyor..!
Mükemmellik Allah'a mahsustur.
Özür dilemekte büyüklüktür.
Ancak bu olacak iş mi? Yanlışları yap, haksızlıkları yap, keyfi takıl.
Egonu en yüksek seviyede tut, sonra kalk bir özür dile..!
“Hakkınızı helal edin” de..!
Bitsin bu iş, her şey güllük gülistanlık olsun..!
Yanlışlığa ve haksızlığa uğramış insanlar şunun bilinmesini de istiyor;
“Ben hakkımı helal etmiyorum diye bitirecek kadar hukuk taşımıyorum sizinle..!”
Yorum Yazın
Facebook Yorum