MENU
  • ÇEVRE
  • DÜNYA
  • ASAYİŞ
  • DİĞER
  • RÖPORTAJ
  • KADIN
  • AKTAR KÖŞESİ
  • MUTFAK
  • SEYAHAT
  • SİNEMA
  • MUHTAR KÖŞESİ
  • BİYOGRAFİ
  • YAŞAM KOÇU
  • FUTBOL
  • BASKETBOL
  • TENİS
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • ASTROLOJİ
  • RÜYA TABİRLERİ
  • YEREL HABERLER
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • ETKİNLİK TAKVİMİ
  • BİYOGRAFİLER
  • E-GAZETE
  • RÖPORTAJLAR
  • GAZETE MANŞETLERİ
  • TAZİYELER
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • E-Gazete
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
  • Seri İlanlar
Tanık Haber Gazetesi23 Mayıs, 2025, Cuma
DOLAR38.8404
EURO43.7706
GR ALTIN4001.0
ÇEYREK4491.1
Mersin
Tanık Haber Gazetesi
Tanık Haber Gazetesi
  • GENEL
  • HABERDE İNSAN
  • EKONOMİ
  • POLİTİKA
  • SPOR
  • MAGAZİN
  • EĞİTİM
  • SAĞLIK
  • TEKNOLOJİ
  • KÜLTÜR SANAT
Kapat

SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMALARI VE MERSİN

Ana SayfaYazarlarMUSTAFA ERİM
12 Mayıs, 2025, Pazartesi 21:06 582
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt

Mersin, Yumuktepe ve Gözlükule kazılarına dayandırılan 9.000 yıllık tarihiyle dünyanın en eski yerleşim yerlerinden olmakla birlikte, 20. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu’nun bütün kentlerinde görülen hızlı değişimden etkilenerek, geleneksel yapılarını ve bununla birlikte kültürel hafızasını hızla kaybeden, sonuç olarak şehir ve insan ilişkilerinde çatışmalar yaşayan kentlerin kaderini paylaşmaktadır. Şüphesiz geçmiş dönemlerde de şehir ve insan ilişkilerinde çatışmalar yaşanmıştır. Ancakgünümüz dünyasında,  şehir ve insan uzlaşmaz şekilde birbiriyle çatışmakta,  şehirler modern yapılarıyla sadece barınma mekânlarına dönüşmektedir. 

 

Şehirler sahip oldukları hafızayı şehir sakinlerine aktarmada çok etkilidirler. Bugün içinde yaşadığımız Mersin, hafızasını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Son yetmiş yılda önemsiz görerek kaybettiğimiz şehre ait değerler, aslında geçmişten gelen derin bir medeniyetin üzerine inşa edilmiş olan mirası işaret etmektedir. Mersin’in geçmişten günümüze taşıdığı kültürel miras, bu şehirde yaşayan insanların hayat tarzlarını, davranışlarını ve gelecekle ilgili tasavvurlarını şekillendirmektedir.  Bu şekillendirme sonucu bu şehir, geçmişten gelen mirası ve sonradan bu şehre yerleşenlerin getirdiği yaşanmışlıkları, bir süzgeçten geçirecek, bu toprakların sahip olduğu medeniyetin değerleriyle harmanlayarak bir Mersin aidiyeti oluşturacaktır.  Yerel Tarih; belge ve kaynaklara dayanarak belli bir bölge, şehir veya yerleşim yerinin tarihini inceleyen ve tarih biliminde daha dar bir alanı kapsayan çalışmalar için kullanılan bir ifadedir. Sözlü tarih çalışmaları ise, belli bir olay veya dönem ile ilgili olarak, gözlem kabiliyeti olan şahısların kişisel şahitliklerini, hayatlarını ya da anılarını kayıt altına alarak,  söz konusu olay ya da dönemin tarihinin yeniden değerlendirilmesine yardımcı olmak için yapılan çalışmalardır. 

 

Sözlü Tarih insanlık tarihi ile birlikte var olmuştur. Geçmiş dönemlerde tarihin en önemli kaynaklarından biri olarak kullanılmıştır. Antik dönem destan ve efsaneleri bunun ilk örneklerindendir. Yazılı tarihe geçişle birlikte Sözlü tarih önemin yitirmiştir.” Fransız Devriminin tarihini 1853 yılında kaleme alan Jules Michelet, yazılı kaynakların yanına sözlü kaynakların da alınması gerektiğini henüz o yıllarda ifade etse de bu görüşü 20. yüzyıla kadar çok rağbet görmemiştir. Sözlü tarihin yeniden canlandığı dönem Amerikan Sözlü Tarih Kurumu’nun “Sözlü tarih, 1948'de Columbia Üniversitesi'nden tarihçi Allan Nevins, Amerikan yaşamında önemli bir yere sahip olan kişilerin anılarını kaydetmeye başladığında, tarihsel belgelemede kullanılan modern bir teknik olarak ortaya çıktı” ifadeleriyle başlamıştır. Buna göre, Nevins’in yaptığı çalışma sözlü tarihin yeniden şekillenmesinde bir kilometre taşı olarak kabul edilmektedir. [1] 

20. yüzyılın ortalarından itibaren sözlü tarih araştırmaları önem kazanmaya başladı. 1.Dünya Savaşı ile başlayan ve özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası gelişen bu disiplin, özellikle resmi kayıtlara girmeyen savaş anıları ve sözlü anlatımların kabul görmesi ve delil olarak kabul edilmesi ile gelişmiştir. ”David Dunaway ve Willa K. Baum (1996) sözlü tarih araştırmalarını üç döneme ayırmaktadır. Bu araştırmacıların birinci dönem olarak nitelediği araştırmalar, arşivlerde nostaljik belge olarak tutulan biyografiler ve otobiyografilerdir. İkinci dönem olarak niteledikleri 1960-1980 arası dönemde ise sözlü tarih projeleri artmış ve metodolojik açıdan gelişmiş araştırmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu dönemde sözlü veriler, arşivlerde tutulan tozlanmış veri niteliğinden kurtulup feminizm, etnik araştırmalar, yerel tarih ve din çalışmalarında kullanılmıştır. Üçüncü dönem olarak nitelenen 1980’den günümüze kadar olan dönem ise sözlü tarihçiliğin bağımsız bir çalışma alanına sahip bir tarih disiplini olduğu kabul edilmiştir. Dolayısıyla sözlü tarih araştırmaları “küçük insanları” akademik tarih çalışmalarının dahil eden yaklaşımlardan etkilenmiştir. Ek olarak, sözlü tarih araştırmalarının yaygınlaşmasında teknolojik gelişmelerin de önemli katkıları olmuştur. Verilerin elde edilmesi, korunması ve saklanmasında her geçen gün ilerleyen teknoloji, sözlü tarih araştırmacılarına önemli kolaylıklar sağlamıştır. Sözlü tarihçiliğin bir çalışma alanı olarak gelişmesinde en önemli rolü Paul Thompson ve Alessandro Porteli’ni oynamıştır. Thompson ve Porteli kaleme aldıkları kitaplar ve makalelerle sözlü tarih araştırma alanının popüler çalışma alanlarından bir tanesi olmasına önemli katkılar sağlamıştır. Hatta SalliePurkis, Oral History in Schools ismiyle sözlü tarihin okullarda müfredata alınmasına dair bir çalışma yapmıştır. [2]  

[1]Sosyal Bilim Araştırmalarında Sözlü Tarih Yöntemi, Mehmet Tahir Dursun - Çağdaş Aydın, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,2022, c.22, sayı özel sayı 2

[2] a.g.e.

 

 

Kısaca,  Sözlü Tarih çalışmaları, çalışılan şehir ya da alanın hafızası sıradan insanların gündelik yaşamları üzerinden kayıt altına almaktır. Yanı başımızdaki geçmişi görmektir.  

 

İngiltere, Fransa, Amerika gibi ülkelerde yerel tarih çalışmalarının daha eskiye dayandığını ve çalışmaların sistematik bir şekilde devam ettiğini görmek mümkündür.[3] Ülkemizde, üniversitelerde ve akademik çevrelerde yerel tarih çalışmalarının son dönemlere kadar çok önemsenmediği bir vakıadır. Bunun en önemli nedeni yerel tarih çalışmalarını yapan kişilerin bu konuda akademik eğitim almamış olmaları gösterilmektedir. Yerel tarih çalışmalarının akademik eğitim almış profesyonel kadrolar yerine, yerel tarihçiler tarafından amatör bir ruhla gönüllü olarak yapmaları uzun bir süre ciddiye alınmadı. 

Son yıllarda üniversitelerimizin tarih, arkeoloji ve sanat tarihi bölümlerinde yapılan lisansüstü tezlerin konuları incelendiğinde, yerel tarih çalışmalarına geçmişe oranla çok daha fazla yer verildiği görülmektedir. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar bu görüşümüzü teyit etmektedir. “Ancak ülke genelinde  181  üniversitenin  varlığı  ve hemen  hemen  her  ilde  en  az  bir  üniversite  kurulmuş  olmasının  bölgesel çalışmaları  artırdığını  söylemek  de  mümkündür.  Ulusal Tez Merkezinde yapılan taramada şehir bölge tarihi çalışmalarını görmek sevindirici bir durumdur. Şehir - bölge tarihi çalışmaları genel çerçevenin daha sağlam temeller üzerine kurulmasını sağlayabilecektir. “ [4]

Mersin Kent Tarihi ile ilgili ilk çalışmalar, yerel tarihçiler tarafından yapılmıştır. Yerel Tarih çalışmalarında arşiv vesikalarının yanı sıra harita, döneme ait fotoğraflar, kartpostallar ve anılar kaynak olarak kullanılmaktadır. Yerel tarihçiler, gönüllü çalışma yapan ve kentin geçmişi ile geleceği arasına köprü kuran şahsiyetlerdir. Mersin’de yaklaşık 30 yıldan beri şehir aidiyetinin ve şehir bilincinin oluşması için Sözlü Tarih çalışmaları yapılmaktadır. Kişisel çabalarla gayret eden şehir tarihçileri ile kurumsal olarak emek veren başta Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi, son yıllarda Mersin Büyükşehir Belediyesi Medeka Kent Araştırmaları ve Kent Belleği Grubu, Akdeniz Belediyesi Kent Konseyi’nin “kişilerle” yaptığı görüşmeler, bu alanda yapılan örnek çalışmalardır. Kentte heyecan oluşturan bu çalışmalar maalesef yayınlanmamış

[3] Dr.ÜmmügülsümCandeğer, Yerel Tarih Çalışmasında Kaynakların Önemi: Burdur Örneği, Osmaniye Korkutata Üniversitesi, Tarih Okulu Dergisi (TOD) Haziran 2017,  Yıl 10, Sayı XXX, ss. 241-255.  [4] a.g.e.

ve kamuoyuna sunulmamıştır. Ayrıca yaptığımız araştırmalarda bu çalışmaların bir kısmının akıbetinin meçhul olduğuna şahit olduk. Şehri ilgilendiren ve şehir sakinlerinin katkılarıyla yapılan bu çalışmalar, çalışmayı yapanların kişisel verileri olarak değerlendirilmemelidir. 

 

(Özel) Mustafa Erim Mersin Kent Tarihi Müzesi Yerel Tarih Grubu’muz, bu kentte yaşayan farklı etnik köken ve inançlara sahip kişilerin kendi anlatımlarını “Hatıralardaki Mersin” adlı kitapla kayıt altına alarak bu verilerin kentin kuruluş hikâyesine kaynak olmasını hedeflemektedir. (Özel) Mustafa Erim Mersin Kent Tarihi Müzesi olarak arkadaşlarımızın büyük emeklerle yaptığı bu çalışmaları, Mersinliler ile buluşturmak aynı zamanda bu konuda araştırma yapacaklara gelecekte kaynak olacaktır.



 

Yorum Yazın

Facebook Yorum

MUSTAFA ERİM

    iletişime geç

    MUSTAFA ERİM

    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    yıldız3
    Köşe Yazarları
    ABDULKADİR KAÇAR
    ABDULKADİR KAÇAR YAZAR BAZEN SİHİRBAZDIR…
    HALDUN OKDEMİR
    HALDUN OKDEMİR Otoyol Değil, Sürüş Testi Pisti!"
    CELAL ŞENEL
    CELAL ŞENEL SİNAMA NEDİR ?
    SAYGIN ÜNEL
    SAYGIN ÜNEL KORUNUN!
    PERİHAN ÖZPINAR
    PERİHAN ÖZPINAR NE ZAMAN?
    MUSTAFA ERİM
    MUSTAFA ERİM SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMALARI VE MERSİN
    HÜLYA YILMAZ
    HÜLYA YILMAZ KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ İÇİN KRİTİK DÖNEM
    ECEM AKKUŞ
    ECEM AKKUŞ Kalp Gözü Kapalı Olanların Dinsiz Olması Üzerine
    MUTLU YÜREKLİ
    MUTLU YÜREKLİ SU GİBİ
    RAZİYE ERDEN
    RAZİYE ERDEN Pembe pançolu küçük kızın hikâyesi
    SÜREYYA KOCADAĞ
    SÜREYYA KOCADAĞ YORULDUK…
    ZEYNEP KIZILGÜL
    ZEYNEP KIZILGÜL Ali ve Çift Terapisi: Modern İlişkilerin Kurtarıcısı
    BEYCAN ÜÇKARDEŞ
    BEYCAN ÜÇKARDEŞ ÜÇÜNCÜ EVLADIM 5 YAŞINDA
    SEMİR BOLAT
    SEMİR BOLAT ANAYASA'YI TEBDİL, TAĞYİR VE İLGA ETMEK
    NEZAKET ÇETİN
    NEZAKET ÇETİN DÖRT MEVSİM KÜRESEL ISINMA
    AYŞE DENİZ
    AYŞE DENİZ MECBURİ GÖÇ!
    ALPER ŞAHİNOĞLU
    ALPER ŞAHİNOĞLU Cumhuriyetin 100. Yılı kutlamaları.
    Tanık Haber Gazetesi
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    Tanık Haber | Yazılım: Onemsoft