Güneyin, Akdeniz’in incisi. Bu kentte nefes aldığım için şanslı olduğumu düşünürüm hep…
Günlerce yağan yağmurdan sonra güneş yüzünü gösterip göz kırparak; tüm sıcaklığını, aydınlığını bizlere armağan eder. Suyu emen toprak karşılık verip bağrındakini güneşe sunar.
Duşunu alan ağaçların yaprakları parlamaya, kır çiçekleri açmaya, kelebekler uçmaya başlar. Vivaldi’nin “Dört Mevsim”i eşliğinde dansın ahengi…
Mart, nisan ayları mis gibi gelir. Narenciye bahçelerinde açan limon, portakal çiçeklerinin kokusunu hiçbir parfüm markası bu kadar güzel kokanını yapamamıştır. Bedava aromaterapi…
Sevdiğim şehirde insanları rahatlatan güzellikler saymakla bitmez. Göz alabildiğince sebze, meyve bahçeleri; aralarında biten yemelik her çeşit ot size bakarak “Toplayın beni, bedava yemek.” der.
Bahçeli evlerin talvarları, en fazla 3-4 kat olan gülen evler…
Doğa aşkı, insanın ümitlerini boşa çıkarmayan en büyük aşktır. Yağmurda ıslanıp, gökkuşağının altından geçmeye çalışmak… (Çocukken biz koşardık, o kaçardı. Altından geçenler cinsiyet değiştirir derlerdi.)
Mevlana’ya göre aşk; kor bir ateştir. Etrafında bulunan her şeyi yıkar, yakar, kül eder. Tasavvufta vuslat, iki iken bir olmak; birbirinde yok olmaktır.
Aşkı sevgiden ayıran önemli özellik; sadakat, bağlılık ve şefkattir. Sevdiğine delice bir tutkuyla bağlanan âşık, onun için kendi çıkarını terk edendir.
Doğa aşkı, insanın içinde olan dünyasına farklı bakmasını sağlayan bir sevgidir. Doğayı seven yere tükürmez, çöp atmaz, ağaç kesmez, çiçekleri dalında sever, hayvanlara kıymaz, akarsuları, denizleri kirletmez, kirletenlerle de mücadele eder.
Doğa, Allah’ın yazdığı, insanlığa armağan ettiği bir kitap gibidir. Doğa insan olmadan yaşar ama insan doğa olmadan yaşayamaz. Yokuşun amacı sizi yormak değil, zirveye çıkarmaktır.
Mersin bu kadar çarpık kentleşirken, narenciye bahçelerinin yerini beton kuleler alırken, dereleri kirletilirken kimse görmedi mi? Denizin karayla bağlantısını kesen, Meltem rüzgârlarının önünü kesen çok katlı beton yığınlarını kimse görmedi mi? Şehir plancıları, belediyeler neredeydiniz? Beynimde, duygularımda, fikrimde deprem yarattı. Âşık olduğum; parfüm kokulu havası, mavinin her tonunu taşıyan iyot dolu Meltem’i ile Akdeniz’in incisi içimde öldü… Fatiha okuyamadım ruhuna…
Yorum Yazın
Facebook Yorum