Kaynaklardan alınan bilgiler çerçevesinde Çukurova’da sanayi denilince akla ilk tekstil sektörü gelir. Sanayileşme ilk olarak tekstil sektöründe başlamıştır.
Tarsus’ta ilk sanayi yatırımları G. Müslümler tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kuruluşlarda G. Müslümler işveren, Müslümanlar ise işçi konumunda olmuşlardır.
yüzyıl başlarında yerli müteşebbisler de fabrika kurmaya başlamışlardır. Hatta bölgenin en büyük fabrikaları Türk sanayicilerince tesis edilmiştir.
Tarsus’ta sanayiyi G. Müslümler başlatmış, Türkler geliştirmiş ve devam ettirmiştir.
MAVROMATİ FABRİKASI
Tarsus’ta 1890 yılında iplik ve çırçır fabrikası olmak üzere iki önemli yatırım yapan Konstantin Mavromati, aslen Kıbrıs’ın güneybatısında yer alan Baf’tan gelerek Mersin’e yerleşmiş bir Rum’dur. Mersin’in sayılı tüccarlarından olan Mavromati’nin asıl adı Karagözoğlu Koskiki’dir.
Zamanla Mersin’deki Ortodoks Rum cemaatinin en zenginlerinden biri olan Mavromati, gemi acentalığı, emlak simsarlığı, sarraflık, bankerlik gibi işlerin yanında özellikle tekstil sektörüne yönelik sanayi yatırımlarını da gerçekleştirmiştir.
1890 yılında çırçır ve iplik fabrikalarının inşaatları tamamlanarak üretime başlamıştır.
1891 yılında Tarsus’a gelen Girit muhacirlerinden bir kısım kadın ve kızlar, kalıcı iskan mahallerine yerleştirilinceye kadar iaşelerini temin amacıyla Mavromati Fabrikası’nda çalışmışlardır.
1895 tarihinde Mavromati Fabrikası’nı gezen Şerafettin Mağmumi, fabrikada 480 işçinin çalıştığını beyan etmiştir.
Fabrika; Mavromati’nin ölümü, 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı’nın etkileri, Mersin ve Tarsus’un işgali olaylarının sebebiyet verdiği ekonomik sıkıntılar nedeniyle mali darboğazdan çıkamamıştır.
Mersin ve Tarsus’un işgalden kurtulmasından sonra Mavromati ailesinin çoğunun Mersin’den ayrıldığı, bu nedenle ailenin Mersin ve Tarsus’ta kalan gayrimenkullerinin atıl durumda kaldığı anlaşılmaktadır.
1922 yılında fabrikaya TBMM kararı ile el konulmuştur.
Sadık Eliyeşil, Karamehmetlerle beraber iş birliği yapmış, karamel yağlarını çıkarmış, Çukurova Sanayi İşletmeleri’nin kurucusu olmuştur. Yaptıkları fabrikalardan çok kişi emekli olmuştur.
Vatan gazetesi kaynaklarından alınan bilgilere göre, Koç ve Sabancı’dan daha eski sanayici olan Eliyeşil ailesinin hikayesi 1880’lere dayanıyor. Çukurova Grubu’nun kurucuları Eliyeşil ile Karamehmetler, Tarsus’un büyük toprak sahipleriydi.
İki ailenin ilk ciddi girişimi, 1887’de kurulan azınlıklara ait Mavromati ve Şürekası İplik Fabrikası’nın 1925’te devralınmasıydı. Eliyeşil ve Karamehmetler, Çukurova Sanayi İşletmeleri’ni kurarak bölgede çalışmalarını hızlandırdılar. Eliyeşil ile Karamehmetler akrabadır.
Hürriyet gazetesi kaynaklarına göre ülkemizdeki fabrikaların satışına bakıldığında; Afyon Şeker Fabrikası 725 milyon TL ile Doğuş Gıda’ya, Burdur Şeker Fabrikası 487 milyon TL ile Erser Grup-Sterk Plastik’e, Elbistan Şeker Fabrikası ise 297 milyon TL ile Mutlucan Tuz şirketlerine satılmıştır.
1937’de Atatürk, Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nı ve Kayseri Uçak Fabrikası’nı açmıştır. Ayrıca sigara fabrikalarımız da vardı.
Benim amacım bilgilendirmektir. Elbette uzmanlar ve konuyu bilenler yorum yapacaklardır. Ancak asıl mesele, ülkemizin kaynaklarını kimin yönettiği ve nasıl yönettiğidir. Hele bölgemizdeki fabrikaların neden atıl durumda olduğu veya neden el değiştirdiği merak konusudur.
Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Kıbrıs’taki bir fabrikanın o hengamede kimler tarafından alındığı bilinmekte midir? Mersin’de bir zamanlar Fabrikalar Caddesi vardı, şimdi ise yerinde yeller esiyor.
Çaldığın mızıka
Etkilemiyor beni.
Şerefsizler safında yer almışsın.
Ben biliyorum,
Kendimi... Sus.
Yutturamazsın,
Yutturamazsın,
İnan kendini.
Yorum Yazın
Facebook Yorum