Genellikle ülkemizde bir miktar akraba evliliği görülmekle birlikte, zengin–fakir kavramı, ailelerin birbirine gösteriş yapma çabaları – “şuyum var, buyum var” gibi – evlilik kararlarında etkili olmaktadır. Nasrettin Hoca'nın memleketiyiz ya, “ye kürküm ye” anlayışıyla gösterişi seven bir toplumuz. Anne babalar, kendi evliliklerini örnek alarak çocuklarını evlendirmek ister. Çevrenin olumsuz tutum ve davranışları ile kıskançlık faktörlerini de göz ardı edemeyiz.
Ailesini tanımadan, sadece görücü usulüyle yapılan evlilikler ya da herhangi bir arkadaş aracılığıyla kurulan ilişkiler, sağlıklı bir temele oturmayabilir. Üst düzey bir aileden biriyle evleniliyor; ancak ileri dönemlerde kumar alışkanlığı ya da uyuşturucu kullanımı ortaya çıkabiliyor. Bu durumda çığlıklar yükseliyor; alabildiğine çığlıklar… Karşı taraf, çocuğunun rahatsız olduğunu söylemeden yapılan evliliklerde, sonrasında huzursuzluk rüzgârları esmeye başlıyor. Yazık değil mi?
Küslükler, sosyal çevreden soyutlanma, huzursuzluk, şiddet, duyarsızlık, boş vermişlik, “mış gibi” davranma, iletişim sorunları gibi birçok problem ortaya çıkıyor. Toplum bu şekilde şekilleniyor.
Şiir
Bir gözyaşı bile
Dökmeyeceğim.
Nelere katlandım,
Senin için nelere...
Yazık, acıdım geçen senelere.
Özlemlerim de yok,
Hepsini çaldı
Hırsızlar.
Yorum Yazın
Facebook Yorum