Yine bir panel, yine bir çalıştay, yine alkışlarla sahneye çıkan konuşmacılar… Mersin’de yıllardır değişmeyen bir sahne bu. Herkes konuşuyor, herkes anlatıyor, herkes bir şeyler vadediyor. Ama ne hikmetse, kent hâlâ aynı sorunlarla boğuşuyor: Altyapı yetersiz, trafik keşmekeş, sahil şeridi betona boğulmuş, gençler umutsuz.
Son yıllarda Mersin, konuşanların şehri haline geldi. Profesörler geliyor, “vizyon” sunumları yapıyor. Siyasetçiler mikrofonlara sarılıyor, “yatırımlar geliyor” diyor. Yerel yöneticiler projelerden bahsediyor, sosyal medyada bol bol afiş paylaşıyor. Ama sokaktaki vatandaş hâlâ çukur dolu yollardan yürüyor, sanayi sitesinde ön düzeni zarar görmüş araçlar yığın oluşturuyor, halk hâlâ sahipsiz hissediyor.
İşin en acısı, kentte ciddi bir hafıza sorunu var. Ne kadar çok vaat verilirse verilsin, kimse bir önceki konuşmayı hatırlamıyor. “Yapacağız”, “getireceğiz”, “dönüştüreceğiz” lafları havada uçuşuyor ama kimse sormuyor: Ne zaman? Kimle? Hangi kaynakla?
Artık Mersin’in konuşanlara değil, çalışanlara ihtiyacı var. Sloganlara değil, somut projelere... Laf üretimi değil, hizmet üretimi yapılmalı. Kentin potansiyeli büyük; ama bu potansiyel konuşarak değil, çalışarak açığa çıkar.
Konuşmalar yetti. Şimdi icraat zamanı.
Yorum Yazın
Facebook Yorum