Tibet Atasözü der ki; “Uzun yaşamak için yarısını yiyin, iki katı yürüyün, üç kat gülün, sınırsız sevin.” Sağlıklı yaşamamız için yapmamız gerekenleri çok güzel özetlemiş. Yeme, içme, gülme, yürüme gibi fiziksel davranışlarımızı sınırlamış ama sevgiyi sınırsız kılmış.
Canlılar sevgiyle oluşursa yaşamı da sevgiyle devam eder. Suç işleyen, toplumu rahatsız eden davranışları olanların çocukluğuna inilmeli. 0-6 yaşta erken çocukluk eğitiminin önemi toplumun geleceğini belirler. Daha sonraki yıllarda aldığı eğitim öğretim çocuğun kişiliğini, seçeceği mesleği, toplum içindeki rolünü belirlemede önemli etkendir.
Etik davranış, kişiler arası ilişkilerde dürüstlük , adalet ve eşitlik ile karakterize edilir. Bireylerin, insan gruplarının onuruna, çeşitliliğine ve haklarına saygı gösterilmesidir. Etik olmak aynı zamanda sorumlu davranmak demektir.
Etik kurallar ise;
Doğruluk-Dürüstlük-Güvenilir olma—Adalet-Sadakat-Başkalarına yardım etme-Başkalarına saygı gösterme-Vatandaşlık sorumluluğuna sahip olma( en yakın örnek , sandığa keyfi gitmeyip, ülkenin geleceğine sahip çıkmama sorumsuzluğu)
-Yalan söylememe.
Etik kuralları öğrenmek ailede başlar. Anne baba kuralları içselleştirmişse, davranışlarıyla çocuğuna örnek olur. Çocuklar söylenene değil davranışlara bakar önce. Ailenin devamı olan kreşlerde, ana okullarında devam eder. Erken çocukluk eğitimi ile öğrenme , örnek alma devam eder.
Her geçen yıl, kuralları kaybederek geldiğimiz günlerde ülkemizde ne etik kurallar nede devletin adabı edebi olan protokol kuralları kaldı. İş bilmezlik (ama çok bildiklerini sanmak), güç zehirlenmesi, liyâkatsizlik, kısır tartışmalar, siyasal kaprisler ….
Her yerde olmak gibi bir isteğimiz varsa gönüllere girmemiz gerekir. Sevenler sevdiklerini gönüllerinde taşırlar. Temel taşımız olan sevgi zinciri halkasına yenileri eklenerek çoğalmalı, etrafına güneş ışıkları saçarak aydınlığa yürümeli..
Eğitimle başlayan yaşam öğrenimle devam eder.
Sevgiyle devam etmesi dileğiyle….
Yorum Yazın
Facebook Yorum