Ülkemizin etrafı ateşten bir duvar haline geldi, çevremiz tamamen savaş naraları atan adamlarla dolu. Sınırlarımızdan gelen geçen o kadar çeşitli insan var ki artık kendi milletimin adamlarını tanıyamaz olduk. Zaten on milyondan fazla insanı yıllardır besliyoruz, ekonomimiz perişan vaziyette. Sosyal kurumlarımız tükendi. Bizi yöneten hükümet bir çare bulamayınca vergi ve zamlarla işi götürüyor. Ama nereye kadar?
Bir umudumuz, "Suriye düzeldi, katil Esad gitti" derken şimdi de Alevilerin katlini emreden bir yönetim iş başında. Gidecek olan Suriyeli de gitmekten vazgeçti.
Piyasalar perişan, Türk parasının alım gücü iyice düştü. Daha dün girdiğim markette biraz meyve alayım dedim, demez olaydım! Salatalık 99 lira, elma 88 lira, domates 70 lira, muz 99 lira… Ulan, hangi vatandaş bunları alabilir ki? Oradan bir çerezciye girdim, baktım, karışık çerez 650 lira! Her şey ateş olmuş, kasaba giremez olduk. Mübarek Ramazan ayında oruç tutan kardeşlerimiz kuru ekmekle oruç tutar hâle geldi.
Ya evin kiraysa yandın gittin! İnsafsız ev sahipleri kat kat kira artırıp, vermeyenlere yol gösteriyor. Ulan, 15.000 lira maaş alan adam 20.000 lira kira ile nasıl ev tutacak? Yakında her sokakta yüzlerce ailenin çadırlarda yaşadığını görürseniz şaşırmayın. Çadır devleti olmak üzereyiz.
Ya arabalarımız? Fütursuzca artırılan zorunlu sigortalar, saklanarak alınan radar cezaları ve 50 liraya satılan yakıtlarla iyice berbat haldeyiz. Daha tamircilerden, araç parçalarından bahsetmiyorum bile! Muayene yapan firmalar iyice azdı. Arabamı satacağım, bir ekspertiz raporu alacağım desem 6.000 liradan fazla. Dört tane lastik değiş bakalım, en az 10.000 lira!
Bu durumlar böyle gitmez. Çiftçi ekmez oldu, esnaf mal satamaz oldu, emekli geberdi gitti, kimsenin tadı tuzu yok. Son tuzlarını yaralarına bastılar, o da bitti.
Saygılarımla…
Yorum Yazın
Facebook Yorum